13 Ekim 2013 Pazar

Bunları Biliyormuydunuz?

Osmanlı Tuğrası Nedir? Ne anlama gelir?
Tuğra, Padişahın ismi ve lakabı bulunan alâmet, imza.
Tuğra, hat sanatının bir kolu halinde yüzyıllar boyunca usta hattatlar eliyle yazılmıştır.
Türkçe’de kelime olarak padişahın ismini ihtiva eden özel bir işaret, padişahın imzası gibi anlamlar ifade eder. Aslı Oğuz lehçesinde tuğrağ olup, hükümdarın basılmış imzası demektir.
Orhan Gazi tarafından kullanılan ilk tuğra Orhan bin Osman ifâdesinden ibâret olup, tuğralardan ilki 1324 diğeri 1348 tarihlidir.
Birinci Sultan Osman Gazi'ye ait bir tuğraya günümüze dek hiçbir yerde rastlanmamıştır. Bu nedenle 36 Osmanlı padişahı ama 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır.

Kur'an-ı Kerim'De Mucizelenmiş Olan Komutan Fatih Sultan Mehmet Han Ve Hadis'i
Beş yüz elli bir sene önce; 29 Mayıs 1453 tarihinde, yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet Han’ın suri, Akşemseddîn -kuddise sırruh- Hazretleri’nin mânevî tasarruf ve gayreti ile fethedilen İstanbul, İslâm’ın ilk yıllarından itibâren müslümanlar tarafından hayranlık duyulan, diyâr-ı Rûm’un en gözde ve en muhteşem şehri idi.
İleride vukû bulacak pek çok hâdiseleri ve meydana gelecek muhteşem fetihleri haber veren Seyyid-i kâinât, Sebeb-i mevcûdat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Bişrü’l-Ganevî -radiyallâhu anh-den rivâyet edildiğine göre; Ashâb-ı kirâm’ına bir gün şu büyük müjdeyi vermişti:
"Kostantîniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır! Onu fetheden askerler ne güzel askerlerdir!" (Ahmed bin Hanbel, Müsned; c.4, s.335)



Enderun Ve Harem
Enderun da eğitilen devlet adamları ve harem de eğitilen kadınlar evlendirilirdi.

Osmanlı Tokadı
Osmanlı tokadıOsmanlı Ordusu askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen düşmanı sersemletmek amacıyla uygulanan bir vuruştur. El ve kolun açısız ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el ile yapılan temasla yapılır. En çok yüzün her iki yanına ve enseye yapılır. Vuruşun şiddetine göre öldürücü olabilir.
Osmanlı Ordusu'nda genellikle savaşlarda birebir ve yüzyüze yapılan mücadeleler esnasında sık sık yaşanan silahın elden düşmesi ya da kırılması durumunda kullanılmıştır. Osmanlı kültüründe bir kavgada taraflar asla birbirlerine yumrukla müdahale etmezlerdi. Yüze kalıcı zararlar verme ihtimalinden dolayı birine yumrukla saldırmak son merhalede yer alır ve yumrukla ilk saldıran ayıplanırdı. Tıpkı yatağan kılıcı olanların dövüşlerde karşılarındakini aşağılamak için kılıcın kesmez yanı ile saldırmaları gibi, tokat ancak yeri zamanı, kavgadaki taraflarca bilinen kurallarla kullanılırdı. Kavgada büyük olan karşısındakini sesi etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle yeterli olurdu.
Osmanlı Ordusunda meydan savaşlarında en ön safta yer alan, azab askerlerinin, esas amaçları olan karşıdaki düşmanın seçkin birliklerini yorma görevleri sırasında hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ve ağır silahların kuşanmalarının aldığı zaman çoğu kez bulunamadığında tokat atmaya başlamaları ile askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır. Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle zamanla geliştirilmiştir. Bu askerler daha eğitim safasında mermer döverek yetiştirildikleri için, çok kuvvetli ellere ve kol yapısına sahip olurlar.(Osmanlı ordusunun En büyük tokatçıları Başıbozuk (Delibaş) diye adlandırılan bir düzensiz ordudur).

Osmanlı Ordusunda;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder